2 Ocak 2015 Cuma

MÜZİK DEYİNCE...

Yeni yılın ilk gününde televizyonda Viyana Filarmoni Orkestrası'nın konserini izledim ve tam tabiriyle ruhum beslendi. 2004 yılında Viyana'da bir konser izlemiştim, elbette Filarmoni Orkestrası değildi ama harikaydı; o geceyi anımsadım keyifle...Sonra müziğin hayatımdaki yerini düşündüm ve düşündüklerimi sizlerle de paylaşmaya karar verdim. Müzik benim için o kadar önemli ki... Hemen hemen her tür müzik dinlerim ve her birinden farklı tat alırım. Mesela klasik müzik benim için terapi gibi... Vivaldi, Bach, Mozart, Chopin, Dvorak, Beethoven ve daha niceleri...Özellikle işimin başındayken kulaklığımı takar güne ve çalışmaya klasik müzikle başlarım... Düşünsenize 1600-1700'lü yıllarda bestelenmiş eserleri bugün hala büyük bir keyifle dinleyebiliyorsak, müzik ne kadar evrensel ve ne kadar da zamandan bağımsız.... Bu bahsettiğim sadece klasik müzikle sınırlı değil elbette... Çok eski bir Anadolu türküsünü yine içim yanarak dinleyebiliyorum ya da bir oyun havasıyla içim kıpır kıpır oluyor... Ney sesini duyduğumda hissettiğim huzur paha biçilmez... Coldplay, Sarah Brightman, Enya dinlerken farklı bir boyuta geçiyorum sanki... Sezen Aksu, Adele, Dido çok duygulandırıyor; Faithless ile dans etmeden duramıyorum... Mercan Dede vazgeçilmezim; Anjelika Akbar ve Farid Farjad derinliğim... Türkülerimiz Anadolu'nun zenginliği ve çeşitliliği, Roman havaları çılgınlığım... Müzik benim hayatımın vazgeçilmez bir gıdası... Müzik ile hayatın katmanlarına inebilmek ve hiçbir zaman sığ yaşamamak dileğimle herkese mutlu yıllar dilerim.