27 Aralık 2019 Cuma

2020



Sıfırlıyorum… Acısıyla, tatlısıyla 2019’u tamamen ardımda bırakıyorum. 

Ayrıca 2020 için kendime bazı notlarım var:  

Gereksiz şeyleri ve seni aşağı çeken insanları hayatından çıkar, sevgini sadece taşıyıp karşılayabileceklere ver, an’a odaklan, hayatı daha hafif yaşa, hatırlanmayı hak etmeyen hiçbir anıyla hafızanı doldurma, asla karamsar ve umutsuz olma, sadece hak edeni affet, yine iyi niyetli ol ama bu kez dozunu kaçırma, her söylenene inanma, mükemmeliyetçiliği azalt, bu yaşa kadar hayatının vazgeçilmezleri olan adalet, dürüstlük ve doğallıktan asla ödün verme, daha çok gül ve gülümset…😄

Herkese şimdiden mutlu yıllarrrrrrr….🙏

Not: Fotoğrafı 2014'te Madrid'te çekmiştim ve her sıfırlamada kullanıyorum 😘






29 Kasım 2019 Cuma

25 Kasım 2019 Pazartesi

BOŞVERRR...


Hayatta bazen söylenebilecek en iç ferahlatıcı söz: kocaman, dolu dolu (ve de kesinlikle R'yi uzatarak) bir "BOŞVERRRR" dir. Nasıl iyi geliyor anlatamam, bi deneyin bak 😄 Çünkü inanın bana değmez; hiç bir şey ve hiç kimse için KESİNLİKLE değmez...





19 Kasım 2019 Salı

Çap meselesi



İnsanları tanımak için seçimlerine bakacaksın; o seçimler kişinin yansımasıdır, çapıdır. Herkes ancak çapı kadar seçer, daha fazlasını beklemek zaten başlı başına hatadır… 







3 Kasım 2019 Pazar

Sometimes...

"Sometimes I think the things I remember more real than the things I see" (Arthur Golden, Memoirs of a Geisha)

25 Ekim 2019 Cuma

Diyorum ki...


Diyorum ki gideyim buralardan...tercihen parke taşlı dar sokakları, o sokaklarda uyuklayan kedileri, zamanın durduğu ağaç altı kahveleri olan, kokusu deniz deniz, tenha, sakin ve huzur dolu bir yer bulayım kendime...Oraya varmadan telefonumu da atayım bi yerlere...kimse, hiç kimse bulamasın beni... yani kaybolayım bir nevi... 

#whenthesungoesdown

17 Ekim 2019 Perşembe

DENGE


Beni tanıyanlar denize olan tutkumu bilirler. Denizi görmek bile benim için çok kıymetlidir ve ne zaman canım sıkılsa ayaklarım beni deniz görebileceğim bir yere götürür. Tekirdağ’da yaşadığım için bu pek zor değil elbette, bu yönden kendimi şanslı sayıyorum. Ancak denizi Tekirdağ’dan sadece görebilip giremediğimiz için (en azından ben girmeyi tercih etmiyorum) eğer mevsim yazsa yüzebilmek adına yollara düşmek gerekir. Hele bir de tatsızsam denize gitmek benim için “must” hale gelir. Bu yaz neredeyse sezonu kapatmaya hazırlanırken bir anda dağılan psikolojim! nedeniyle yarım saat içinde yaptığım bir organizasyon sonucunda kendimi Bodrum’da buldum. Yıllar sonra Bodrum… O kadar uzun zaman olmuştu ki Bodrum'a gitmeyeli… Bodrum bana göre çok farklı tatil anlayışlarına hitap eden bir tatil beldesi. Deli gibi eğlenip dağıtmak isteyene göre de yer var, benim gibi sadece Eylül’ün dinginliği ile doğanın kalbinde sakin ve huzurlu bir tatil yapıp yeniden dengeye kavuşmak isteyene göre de… Benim apar topar yaptığım rezervasyon öyle başarılı bir otele denk gelmiş ki artık abonesi olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. LIV Hotel by Bellazure her beklentimi karşılamanın ötesinde bana yeniden Bodrum'u sevdirdi. Denizi, hele o denizi yok mu, resmen terapi gibi (hala içim sıkıştığında gözlerimi kapatıp o muhteşem suda balıklarla yüzdüğüm anları düşünerek onarıyorum kendimi)… Bir de mehtap eşliğinde gitar dinletisi vardı ki beni benden aldı…”Wish you were here” gözlerimi nemlendirip anlık bir denge kaybı yaratsa da, sonuç itibariyle tatil ilaç gibi oldu…

Bu tatil sırasında da yaptığım gibi karakterim gereği yaşadıklarımı tekrar tekrar düşünüp analiz etmeye çalışırım (serde mühendislik te var tabi) hatalarımı, eksiklerimi ve yanılgılarımı sorgularım. Genelde ulaştığım sonuç insanlara fazlasıyla inanıp güvenmek, her söyleneni doğru bilip ona göre davranmak. Halbuki hep açık bir kapısı olmalı insanın, yoksa böyle denge şaşar işte! Fazla iyi niyet çok ta iyi bir şey değil sanırım… Bu yaştan sonra değişir miyim, hayır hiç sanmıyorum. Geçenlerde bir arkadaşım dedi ki “sen busun, değişemezsin; malzeme bu” Çok doğru ve aslında ben kendimden çok ta şikayetçi değilim. Hassasım, kırılganım, fazla duygusalım ama özümde iyi kalpli biriyim, adil ve dürüst olmak benim için çok önemli ve yalana hiç tahammülüm yok, kesinlikle hazmedemiyorum. (ne olur megaloman demeyin, sonuçta günlük benim günlüğüm azıcık torpil geçebilirim kendime) Bu yapının üzerine güçlü bir sezgi yeteneği de olunca (e malum balık burcu) ortaya çıkan tablo işte ben!… Kendimi değiştiremem belki ama daha çok dengede kalmaya çalışmalıyım, bu yazın bana verdiği ders bu oldu… Dengeni bul ve orada kal…Tavsiyem size de budur, zorlanırsanız alttaki fotoğrafım yardımcı olur belki...

Sevgiyle…





16 Ekim 2019 Çarşamba

Hayat işte...

İşim geregi son 4 gündür yaklaşık 400 çocuk ile mülâkat yaptım. Bu çocuklardan yaklaşık % 10'unun hayatına dokunabildik ve pozitif anlamda fark yarattık...Öyle dramlar, öyle büyük acılar ve zorluklar var ki bu çocukların 18,19 ya da bilemediniz 20'li yaşlardaki omuzlarında, gerçekten duysanız inanamazsınız... Sonra kendimi düşündüm, ne gereksiz şeylere, ne haketmeyen insanlara değer verip te yıprandım.... Değmezmiş gerçekten hem de hiç değmezmiş. Zor oldu ama anladım...Hayat işte...



29 Eylül 2019 Pazar

Kırmızı ışık

Çok şey söylemek istiyorum, sesim çıkmıyor. Nefessiz kaldım, içim acıyor...Halbuki "o bir an" bile ömre bedeldi, içimdeki kelebekleri geri getiren...




25 Eylül 2019 Çarşamba

ALWAYS...



My body moves
Goes where i will
But though i try my heart stays still
It never moves










12 Eylül 2019 Perşembe

10 Eylül 2019 Salı

AKDENİZ ÇOCUĞU



Fotoğraftaki taşlar Adriyatik'ten, yani Akdeniz'den... Bir Akdeniz çocuğuna vermek için Dubrovnik'ten getirdim...Denizi benim kadar seven BİRİ için...Bir taşa dokunduğunda onun taştan öte bir şey olduğunu anlayabilecek derinlikte BİRİ için...My missing half için (her iki anlamda da missing)...



27 Ağustos 2019 Salı

BİRİ'ne Dair


Yeniden merhaba,

Uzun zaman oldu buraya yazmayalı, hatta neredeyse unutmuştum bloğumun varlığını; ta ki BİRİ hatırlatana kadar...Bazen BİRİ hayatına girer ve unuttuğun, çok derinlere gömdüğün bir çok şeyi hatırlatır; ya da yaşadığını, bildiğini sandığın bazı duygularla aslında ilk kez şimdi karşılaşıyor olduğunu fark etmeni sağlar. Eğer BİRİ'nin yanında kendinizi yıllardır farkında olmadan aradığınız kayıp yarınızı bulmuş ta tamamlanmış gibi hissediyorsanız, yanındayken bile özlüyorsanız, ne bileyim sebepsiz yere ağlayıp, onu düşündüğünüzde yüzünüze kocaman bir gülümseme yayılıyorsa mesela, kalbinizin sadece etten bir organ olmayıp, yüreğiniz olduğunu hissediyorsanız yanındayken...yani özetle öyle BİRİ'ni bulma şansını yakalamış iseniz eğer kıymetini bilin ve sıkı sıkı sarılın ona...Benden söylemesi...